28 Nisan İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü

BASIN AÇIKLAMALARI

Değerli Basın Emekçileri,

Değerli Kamuoyu,

Bugün 28 Nisan, “İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü”.

111 yıl önce, 28 Nisan 1914 tarihinde Kanada’da iş cinayetlerinde işverenin sorumluluğu ilk kez kayıt altına alındı ve bu tarih dünyanın pek çok ülkesinde “İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü” olarak kabul edildi. Aradan yüz yıldan fazla zaman geçmesine, üretim tekniklerinin ve teknolojinin ilerlemesine rağmen, işçiler açısından tablo maalesef değişmedi. İşçi sınıfı, tarih sahnesine çıktığı günden bu yana hakları gasp ediliyor, sömürülüyor, düşük ücretle çalışıyor, iş kazası geçiriyor, meslek hastalıklarıyla boğuşuyor ve iş cinayetlerinde yaşamını yitiriyor. Sermaye politikalarını rehber edinmiş siyasi iktidarların iş kazaları ve iş cinayetlerini durdurmak için gerekli denetlemeleri yapmaması, yasal adımları atmakta gecikmesi, ödül niteliğindeki yargı kararları, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin ekonomik yük olarak görülmesi sonucunda işçiler, uzun ve aşırı çalışma saatleri, stres, angarya, geçim sıkıntısı, yetersiz beslenme, sağlık hizmetlerine erişimde güçlük, iş güvenliği tedbirlerinden yoksun çalışma gibi faktörler nedeniyle iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla yüz yüze kalıyor ve her yıl binlerce işçi yaşamını kaybediyor.

Ülkemizde geçtiğimiz yıl, iş cinayetlerinde en az bin 897 işçinin hayatını kaybettiğini biliyoruz.

Geçtiğimiz ay ülkemizde en az 145 işçi hayatını kaybetti. 2025 yılının ilk üç ayında iş cinayeti sayısı maalesef 447’ye ulaştı.

Geçtiğimiz ay kaybettiğimiz işçilerin 6’sı çocuktu. Dörtte biri 18-25 yaş arasında çalışan gençlerdi. 12 işçi ise 65 yaş üstüydü. Çocuklarımız, gençlerimiz, yaşlılarımız yoksulluk ve iş cinayetleri cenderesi altındalar. Oysa çocuklarımızın, gençlerimizin işyerinde değil, eğitim kurumlarında olması, yaşlılarımızın emeklilik dönemini çalışarak değil, huzurla geçirmeleri gerekir. Acilen sosyal devlet politikalarının hayata geçirilmesi gerekmektedir.

İş cinayetleri önlenebilir. Bunun için;

İşçi sağlığı ve iş güvenliği, kamusal bir anlayışla yeniden ele alınmalı; piyasa temelli kanun ve yönetmelikler değiştirilmelidir. Bu kanun ve yönetmelikler sendikayla beraber sağlık, güvenlik ve çevre ile ilgili faaliyet sürdüren meslek oda ve birlikleri ile üniversitelerle birlikte hayata geçirilmelidir.

İşyerlerindeki iç denetimler, işverenlerden maaş alan ve onlara bağlı olan kişiler tarafından yapılmamalıdır. İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının ücretleri, sendikalar ve meslek örgütleri tarafından denetlenen bir devlet fonu ile karşılanmalıdır.

Dış denetim yapan bakanlıkların müfettiş, uzman sayısı yetersizliği giderilerek, etkin ve sürekli bir dış denetim uygulanmalıdır. Alınması gereken önlemleri almayan ve denetimleri engelleyen işverenlere caydırıcı ağır cezalar getirilmelidir.

Çalışırken ölmeyeceğimiz, insanca çalışıp yaşayacağımız, sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz.

İş cinayetlerinde yaşamını yitiren tüm işçileri saygıyla anıyoruz.

 

Dr. Nazan Aksaray

Eskişehir-Bilecik Tabip Odası

Yönetim Kurulu Adına

Başkan